16 Şubat 2013 Cumartesi

Strand-Temple Church-St.Paul ve Museum Of London

Bu Cumartesi sabahı evden çıkarken bolbol yürümeyi kafaya koymuştuk ama bu kadar uzun bir parkurumuz olacağını tahmin etmemiştik.
Aslında amacımız Da Vinci Code' un Londra güzergahını takip etmekti. Bizi bekleyen 3 durak vardı: Temple-Kings Collage ve Westminister Abbey. Birgün önce kitabın o bölümlerini tekrar okumuş ve hazırlığımızı yapmıştık ama yeterince hazırlanmamışız, meğer Temple haftasonları kapalıymış. Dolayısıyla Piccaddlly yakınlarında bu planımızdan caymak zorunda kaldık. Yine de ne yapacağımızı düşünürken Strand'dan yürümeye başladık.

Strand (City of Westminster, WC2R, UK) Aslında Trafalgar meydanından başlayan ve Fleet Street e kadar devam eden caddenin adıdır. Trafalgarda National Gallery i arkamıza alarak karşı yöne doğru yürümeye başladık. Bu aynı zamanda nehre paralel giden bir yol. Özelliği ne derseniz bu yol üzerinde birkaç güzel bina var. Temple ve Adalet sarayi bunlardan ikisi. Yol boyunca kimi zaman sıradan binalarmış gibi konumlanmış bu görkemli yapılara bakarak yürümek gerçekten çok keyifli.








Temple : Fleet Street üzerinde yürürken sağ tarafınızda bu aşağıdaki koyu kahve binayı göreceksiniz. Burası Da Vinci Code da da bahsi geçen Temple. Buraya district metro hattı üzerinden de aynı isimdeki durakda inerek ulaşmak mümkün. Eğer açıksa içeri girip gezebilirsiniz. Biz malesef görme imkanı bulamadık.


Temple'ı geçerek dümdüz yürümeye devam ederseniz yolun sonunda St Paul'e çıkacaksınız. Biz macera olsun diyerek aralardan başka yollara saptık ve şans eseri Dr. Johnson's House' u bulduk.  Kendisi kimdir derseniz, 18.yy da bu evde yaşamış bir yazar ve şimdi de kendisinin 300 yıllık evi bazı organizasyonlara ev sahipliği yapıyor. Biz iceri girmedik ama girmek isterseniz aşağıdaki link size yardımcı olabilir.
http://www.drjohnsonshouse.org/


Bu heykelini gördüğünüz resimdeki kedi Dr. Johnson'un evinin tam önündeki meydanda bulunuyor ve tahmin ettiğiniz gibi Dr. Johnson'un kedisi. Bu evi ve kediyi görmek isterseniz Fleet streette Temple' a gelmeden soldaki sokaklardan birinden girmeniz gerekiyor. Sokağın başında evin yönünü gösteren bir tabela da var.

Eğer Fleet streetten düz devam ederseniz St. Paul'e ulaşırsınız. St. Paul bence Londra'nın hem en güzel hem de en görkemli manzaraya sahip kilisesi ve görülmeye değer bir turistik mekanlardan biridir. Hergün yüzlerce turisti ağırlamasının yanı sıra birçok organizasyona da ev sahipliği yapar. Org resitallerine rastgelirseniz şanslısınız.




Kilisenin içinde girişteki bölümler ücretsizdir ancak yüksek kubbesinden manzarayı görmek isterseniz bilet almanız gerekiyor. Bence görülmeye değer. Konum olarak birçok tarihi binanın ortasında olduğu için çok güzel bir manzarası var.

Museum Of London
St. Paul'e hemen hemen 10 dk yürüme mesafesindeki bu müze sizi pek fazla şaşırtmayacak ufak tefek objeler ve tarihten günümüze yepyeni şekilde ulaşmış günlük hayatın parçası olan eşyalarla dolu. Aşağıda beni en etkileyen parçaları koydum. Müzenin girişindeki çok eski zamanlardan gelen kalıntılar sizi yanıltmasın, ilerleyen bölümlerinde aklınızda Londra ile ilgili güzel görüntüler bırakacak şık bölümleri de mevcut.










Bu uzun gezi sırasında karnınız acıkırsa St. Paul un hemen karşısında kiliseyi güzel bir açıyla gören Paul'de yada Museum Of London'un hemen karşısındaki Pret'te birşeyler atıştırabilirsiniz.