4 Temmuz 2012 Çarşamba

Columbia Road Flower Market























Londra'da her Pazar gunu sabahtan cicek pazari kuruluyor. Sehirde bahcesi olan cok insan oldugu icin gercekten bu pazara gittiginizde inanilmaz bir kalabalikla karsilasiyorsunuz. Sadece pazarin icinde yurumek ve ciceklere bakmak bile bana cok keyifli gelir. Bahcesi olmayanlar icin de envai cesit buket bulabilirsiniz. En populeri de kocaman aycicekleri demetleri. Birdahaki gidisimizde mutlaka alacagim.







Sokagin girisinde saksi ve bahce aksesuarlari satan dukkanlar var. Birkac tane de 2.el sus esyasi satan yer ki ben simdiye kadar birsey alamadimsa da cok seviyorum ikinci el ev esyalarina bakmayi. Genelde hepsinde cok sirin porselen fincanlar, tabaklar gumus catal bicaklar oluyor. Kaziklanma ihtimalimi de goz onunde bulundurarak sadece bakmakla yetiniyorum.










Adi her ne kadar Flower market diye gecse de bol bol sebze, meyve ve otlar da var. Isterseniz fide isterseniz sogan seklinde satiyorlar. Tohum yok malesef.
Sabah saat 8 de acilan pazar saat 3 de toplanmaya basliyor.











Bu yandaki de nedir diye sorarsaniz oradaki binalardan birinin penceresinde kanavice yapan kafasina kurt maskesi takmis bir adamdi. Manasini pek cozemedim, pamuk prensesin anneannesini yiyen kurttu belkide, yani anneannenin ruhu icine girmis o yuzden kanavice yapiyordu? Bilemedim ama degisik geldi cektim fotosunu. Tam bir japon turist ruhuyla her gordugum seyin  fotografin cekiyor olusumla da ayri bir gurur duyuyorum.
Pazara cikan ara sokaklardan birinden girdiginizde ufak bir meydana cikar. Kosesinde bir kahveci vardir onunde inanilmaz bir kuyruk olur hatta bazen tam onunde sokak calgicilari birseyler calar

2 Temmuz 2012 Pazartesi

Regents Park

Londra'nin en buyuk parklarindan birisi. Lokasyon olarak daha cok yerlesim bolgelerine yakin oldugu icin Hyde Park kadar turistik bir park degil. Ama Hyde Park'tan cok buyuk. Icerisinde bir acik hava tiyatrosu bile var, onunden her gectigimizde bagirarak konusan birilerini duyuyorum ama henuz ne oynandigini, biletlerin ne zamanlar satildigini anlayamadim.  Hem Regents parkta hem de hyde parkta resimdeki gibi sezlonglar var. Ucretli olan bu sezlonglara 2 pound odeyerek istediginiz kadar oturabilirsiniz. Ucreti park icinde surekli dolasan gorevliler topluyorlar. Tabi ucret vermemek icin gorevliyi gorunce kalkip giden de var. Parkta istediginizde yere bir ortu serip oturabilirsiniz. Turkiye'deki parklarin aksine burada cimenlere oturmak yada basmak serbest.  Ayrica London Zoo da Regents Park'in icerisinde.

Regents Parkin icerisinde yapay kucuk goletler ve kanallar var.
Bu kanallarda gezen boatlara rastlayabilirsiniz. Ayrica cok farkli turde agac ve cicekler ekili. Ozellikle ilkbahar ve yaz aylarinda park cok daha keyifli manzaralar yakalamak mumkun. Regents Parkin bir ucundaki Primrose Hill'den sahane bir Londra manzarasi goruluyor.
 Londra'da pek fazla tepe olmadigi icin bu etrafi kusbakisi gormek her daim mumkun degil. Eger havanin guzel oldugu bir gunse bircok kisi tepede uzanip manzaranin tadini cikartir. Easter gunu tepeye bir hac dikip altinda ilahiler soyleyen bir grup vardi.


Regents Parktaki Gul bahcelerinden...




1 Temmuz 2012 Pazar

Hampstead

Londra'da hem huzurlu hem de hareketli bir yerde zaman gecirmek isterseniz size Hampstead' i oneririm. Seneler once esimle Londra'ya gezmeye geldigimizde burayi gezmistik. Sanirim haftaici bir gundu, hava cok soguktu. Sokaklar bombostu. Londra'da nadiren gorebileceginiz yokuslu yollarinda dolasmis evlere ve parkin guzelligine daha dogrusu dogalligina hayran kalmistik. Sokaklarda yururken defalarca 'bu eve bayildim' dedigimi hatirliyorum. Belkide ilk defa Londra'da turist mekani degil bir yerlesim bolgesini gezdigim icin bu kadar begenmistim. Sonrasinda onlara cok benzeyen bir eve yerlesecegimizi soyleseler ikimiz de inanamazdik...

Simdi guzel bir cafede oturup saga sola bakmak , arada birkac magaza gezmek istedigimizde yada sadece evimize yakin bir yerde sakin bir gun gecirmek istedigimizde Hampstead'in yolunu tutuyoruz.  Haftaici yada haftasonu farketmiyor eger hava guzelse, sokaklari ve cafeleri mutlaka dolu gorursunuz.
Hampstead'deki cafelerden bahsetmek gerekirse: kahvalti yada kahve icmek isterseniz Londra'da birden fazla yerde karsiniza cikan Giraffe' i ana cadde uzerinde gorursunuz. Italyan yemekleri sevenler icin yine bircok yerde subesi olan Carluccios da var. Ayrica, bence, Londra'daki en guzel kahveyi ictigim Ginger&White da Hampstead'de. Hatta eger high streete gittiyseniz Mason Blanc da cok guzel. Onu gecince hemen soldaki  kisacik ve dar sokaga saparsaniz sagli sollu 3 restaurant var, birisi Ginger& White zaten, onun caprazindaki mekanin da yemekleri guzel gorunuyor, adini unuttum simdi. Bir de unutmadan eger oralarda yururseniz icinde antikacilarin oldugu kucuk carsiyi da gezin. Bir girisi hemen Ginger&White ' in karsi hizasinda. Diger girisi de High Street e paralel diger cadde uzerinde.





Ayrica high streetten yukari cikarken sagda Gap'in falan oldugu hizadaki dar sokaklardan biri de cok guzeldir. Icerisinde ikinci el esyacilar, dondurmaci ve cafeler var.
Asagida antikacilarda cektigim fotograflar da var. Minyatur neredeyse parmaginizin ucundan daha kucuk sekilde yapilmis eski oyuncaklar cok sekerdi. Ayrica antikacilarda gumus ev esyalarindan takiya bircok farkli tarz urun satiliyor.