Londra'da Yeme İçme, Ne yenir? Nerede Yenir?

Çok Gezen Bilmez, Çok Yiyen Bilir...

Londra herkesin bildigi gibi cok farkli mutfaklari barindiran bir yer. Akliniza gelebilecek her turlu yiyecegi rahatlikla bulabilirsiniz. Londra Ingilizlere ozgu cok fazla yemek olmamasina tezat olarak dunya mutfagi konusunda oldukca gelismis.
Ben de neredeyse her hafta yeni bir restaurantta yeme firsati buluyorum ama blog yapmadan once nadiren yedigim yemeklerin fotografini cekerdim o yuzden elimde fazla fotograf yok. Yeniden gittikce hepsinin fotograflarini cekecegim.
Eger birkac gunlugune geldiyseniz ve yemek icin kisitli bir butceniz varsa neredeyse her kosebasinda gorebileceginiz Pret a manger, eat. gibi zincir dukkanlardan sandwcih, wrap, salata tarzi birseyler alabilirsiniz. Ayrica marketlerin cogunda hazir olarak salata, sandwich, sushi, dilimlenmis meyve tarzi yiyeceklerden alip yolda, metroda, otobuste yemek mumkun. Sular madensuyu(sparkling) ve normal su(still) seklinde satiliyor. Londra'da musluksuyu icilebilir. Restauntlarda tapwater isterseniz musluk suyu ucretsizdir. tadinin bizdeki sudan biraz farkli olmasi disinda bir sorunu yok.
Disarida yemek ile disaridan alip evde yemek arasinda fiyat olarak da fark var o nedenle kaldiginiz yerde microdalga firin varsa marketten alacaginiz hazir yemekler kurtariciniz olabilir. Londra'da restaurantta yemek ile  hazir alip evde pisirmeniz arasindaki fiyat farkinin cok olmasinin sebebi servisin pahali olmasidir. Eger kaliteli ve lezzetli ama ucuz birseyler yemek istiyorsaniz Waitrose, M&S gibi kaliteli marketlerin hazir gida reyonlarindaki farkli ulkelerin yiyecekleri ihtiyacinizi karsilar.


10 Cases (Şaraphane)
http://10cases.co.uk/

Londra'da her ne kadar adım başı bir pub olsa da bazen farklı bir mekanda şarabınızı yudumlamak isteyebiliyorsunuz. Londra'nın tam da göbeğinde gezerken, İtalya'daki gibi duvarları tavana kadar şarap şişeleriyle kaplı, loş ufak bir şarapevi bulunca çok sevindik. Mekan çok merkezi bir o kadar da sakin. Covent Garden'a çok yakın. Menüsü gayet ufak. Doymak için değil şarabın yanında yenebilecek mezelerden oluşuyor. Peynir tabağı, kalamar, ekmek ve tuzlu badem sipariş ettik.
Biz rezervasyonsuz gittik ama siz dilerseniz websitesinden rezervasyon yapabilirsiniz



Five Guys
https://www.fiveguys.co.uk/

2013 içersinde açılan bu fast-food zinciri Amerika'dan ithal. Tarz olarak Mc Donalds ı hatırlatsa da lezzet ve tarz olarak kaliteli bir fast food zinciri olduğunu söyleyebilirim. Çok uzun oturmalı bir yer değil ve self servis olarak hizmet veriyorlar. Kese kağıdı içinde verilen siparişinizi alıp dışarıda da yemeniz mümkün yada büfe tarzı dizayn edilmiş restaurantta boş bulduğunuz bir köşede tıkınabilirsiniz. Özellikle Covent Garden a yakın olan şubenin kapısında her daim birkaç kişilik bir kuyruk görmeniz olası. Köfterleri çok ince, az pişti çok pişti derdiniz olmuyor ve burgerlerin içersine 2 şer köfte koyuyorlar. Patates kızartmaları ev tarzı. Kuyrukta beklerken dev çuvallarla ortaya bir dağ yaptıkları yer fıstıklarından dilediğıniz kadar alıp yiyebilirsiniz. 2 kişi birer burger, 2 kişilik bir patates ve içeceğe 23 pound civarı bir para ödersiniz







Giraffe - Özellikle kahvalti ve öğlen yemekleri için ideal.
http://www.giraffe.net/
Benim içeri ilk girdiğim gün feci şekilde kanımın ısındığı mekan.
Yağmurlu ve karanlık bir pazar sabahı kahvaltı edecek yer arıyorduk. Haftalar önce önünden geçtiğimizde 'ne şirin yermiş' diyip de bir kenara not ettiğimiz Hampstead'deki Giraffe'a gitmeye karar verdik. Londra'da daha birçok yerde karşınıza çıkar benim tek gittiğım Hampstead'dekidir.
Genelde ailelerin tercih ettiği mekanda kahvaltı çok keyifli. Su bardağında yada kupalarda servis ettikleri kahvelerin kokusu içeriyi sararken önünüzden tıka basa dolu tabaklar geçer ve hepsinde de gözünüz kalır. Şayet domuz eti yemiyorsanız hiç korkmayın, menüsü çok kalabalık olmasa da vegetaryen english breakfast koymayı akıl etmişler. Bence çok da şık olmuş. Bayıldım. Ayrıca pancakeleri de çok güzel görünüyordu.
Rezervasyona gerek yok









NunTee - Thai Mutfağı
http://www.nuntee-thaicuisine.com/

Bir İngiliz'den tavsiye alarak gittiğiniz herhangi bir restaurantin her defasında şaşırtıcı şekilde güzel olması diye bir durum var. Ayrıca güzel olmasının yanında abartı fiyatlı bir yer çıkma olasılığı da yok.
Bu şekilde bir tavsiye üzerine gittiğimiz bu restaurant da bizi yanıltmadı. Bayıla bayıla yedik. Tek hatamız kuzu yemeği seçmemizdi, thai mutfağı kuzu konusunda hiçbir zaman çok başarılı olamıyor bence. Biftek yada tavuk denemenizi öneririm.  Ayrıca ambians ve sunum olarak da  gayet hoş bir mekan. Dimsum çok güzeldi. Tavuk yemeği olarak menüde ilk sıradakini denedik malesef ismini unuttum. Resimler aşağıda.
Biz haftaiçi bir akşam gittik boştu, ama haftasonları kalabalık olabilir. Rezervasyon yapabilirsiniz.






















Fez Mangal- Turk yemekleri, kebap
http://www.fezmangal.co.uk/

Londra'da olup da İskender krizine tutulan herkese önerdiğim ilk adres.
Değil daha iyisini Londra'da layığıyla  İskender yapan başka yer bilmiyorum diyebilirim. Diğer yemekleri de ortamı da fevkaladenin fevkinde bir mekan. Fiyatları da lezzete oranla makul.



Rezervasyon yapın. Kapıda kuyruk olabiliyor. 




Meat Liquor- Hamburgerci
http://www.meatliquor.com/

Londra'nin en iyi hamburgercilerinden birisi. Bence illa hamburger yiyecekseniz byron yada GBK dan ziyade burayı denemenizi tavsiye ederim.
Meat Liqour'un özelliği kapıda uzayıp giden uzun kuyrukları. Gittiğiniz saate bağlı olarak az yada çok muhakkak kuyruk var. Rezervasyon yapmıyorlar. Ben Oxford circus a yakın olana gittim. Saat 7 civarlarında 30 dakikaya yakın beklemeniz gerekiyor.
İçeri girdiğinizde kıpkırmızı bir ışıklandırma, yüksek sesli müzik ve garip resimlerle çevrili duvarlar sizi karşılıyor. Ortam kesinlikle burgerci den ziyade bir rock bar havasında.

Kokteylleri çok başarılı. Ayrıca kıyma ve jalepeno biberle süsledikleri patates kızartmalarını da deneyin. Burgerlere gelince kesinlikle sizi hayal kırıklığına uğratmayacak derecede lezzetliler.







Tayyabs- Pakistan 
http://tayyabs.co.uk/
Esimin ilk defa yillar once geldigi bu mekan o zamanlar minik tek katli bir restaurant iken bugun hem bodrum hem giris hem de ust katiyla 3 katli koskocaman bir yere donusmus. Ustelik bu kadar buyumesine ragmen hala kapisinda uzun bir kuyruk var. Dun aksam iftar munasebetiyle gittik ve  acikcasi yedigimiz herseyden cok memnun kaldik. Belki iftara nereye gitsek diye dusunuyorsunuzdur diye hemen yazayim dedim. Yeri Whitechapel istasyonuna oldukca yakin.  Ama iki uyarim var, onceden rezervasyon yaptirin ve yemeklerin gelmesi biraz suruyor ona gore siparis verin. Gerci onden mercimekten yapilmis kitir ekmek ve 3 cesit sos geliyor onlarla biraz oyalaniyorsunuz. Eger rezervasyonsuz giderseniz ki biz aramamiza ragmen yapmamislardi maalesef, kapdia bir 15 dakika bekledik. Sagolsun kasadakiler tam iftar vakti biz kuyruktayiz diye kendi oruclarini acarken bize de hurma ve meyve ikram ettiler.
 Yemeklere gelirsek; baslangic olarak menuden sectiginiz kebaplari sicak toprak kapta dumani tuterek getiriyorlar, son derece basarili. Ana yemek olarak da ben menuden resmini begendigim 'Dry Meat' i siparis ettim. Simdiye kadar yedigim en guzel et yemeklerinden birisiydi diyebilirim. Kuzu eti olmasina ragmen hic kokusu yoktu. Chicken tika masala da gayet basariliydi. Icecek olarak daha once bir hint restaurantinda denedigim ve cok begenmedigim meyveli ayranlarindan soyledik. 3 kisi neredeyse 2 surahiye yakin ictik, gercekten basariliydi ve ozellikle acili baharatli yemekleri dengeleyen bir tatta. Etlerin yanina 'Naan' denen ekmeklerden soyleyebilirsiniz. Sarimsaklisi cok basarili.
Fiyatlar gayet uygun, ana yemekler 6-8 pound arasinda, alkol satilmiyor, yaninizda gotururseniz icebiliyorsunuz.

Rezervasyon olursa iyi olur.

Princi
http://www.princi.com/
Italyanlarin yaptigi lezzetli olmayan birsey gormedim. Dolayisiyla Princi de bu tezimi yalanci cikartmayan mekanlardan biri. Menudeki herseyin teshirde durdugu gorerek secip alip yerinizde yediginiz farkli bir restaurant. Ilk gittigimde camli bir kisimdan firini da goruyordunuz ama sanirim baktilar ki talep cok, millet yer bulmakta zorlaniyor, o kisma da masalar koydular. Sabah erken saatler haric surekli hinca hinc dolu. Yer bulma konusunda biraz sabir ve keskin gozler gerekiyor zira garsonlar yemek servisi yapmadiklari gibi size masa konusunda da yardimci olmuyorlar. Isleyis boyle olunca da fiyatlar nispeten diger mekanlara gore daha uygun. Yemeklerinden lazanya ve soslu etini tavsiye ederim. Tatlilarindan da rulo seklinde ici kremali olan guzel.Adini hep unutuyorum ama ama gorunce taniyacaginiza eminim. Pizzalari her nekadar cok havali gorunse de alisila gelmis ince italyan pizzalardan degil daha cok ev pizzasi gibi kalin, o nedenle denemedim.

Piccadlly civarlarinda gezerken nerede yiyelim derseniz burasi hemen girip yiyip cikmak icin yada gune guzel doyurucu bir kahvaltiyla baslamak icin ideal. Zeynirli domatesli ince uzun kitir hamurlari ve guzel tatllilariyla saglam bir kahvalti yapip gezmeye baslayabilirsiniz hem saat 11 e kadar yer bulmak da cok daha kolay.


La Maison du Chocolat
http://www.lamaisonduchocolat.com/en
 Pahali ama cok lezzeti, Fransiz cikolatasinin Londra'daki adresi.
Piccadlliy'de ana ve  buyuk magazasi var. Eger alacaksaniz oradan alin, Westfield'daki corner shoptan aldiklarimiz bayat cikmisti.





The Palm - Et ve Deniz urunleri (Amerikan)
http://www.thepalm.com/London


Menusunde her ne kadar deniz urunleri, istakoz, karides vs olsa da aslinda esas ununu Et yemekleri sayesinde kazanmis bir restaurant
Bana Newyork'da gittigim et restaurantlarini animsatti. Duvarlarinda, sadece Londra'da degil butun  The Palm'larda yemek yiyen unlulerin portrelerini cizmisler. Bizde de fotolarini koyarlar bence oylesi daha guzel.

Yemeklere gelince; yanda resmini gordugunuz medium well pismis steak. Eger gorunumu kirmizi olmasin isterseniz well done demeniz yeterli. Ne yalan soyleyeyim ben bilinen tabirle 'kanli kanli' yiyorum cok cig olmasin yeter. Tabi bu arada bir et work shop inda ogrendigime gore o kan degil aslinda etin suyu imis.

Ne icelim derseniz tabiki etin yaninda genelde sarap iciliyor ama biz oyle yapmadik ve margaritalarini denedik, cok lezzetli. Etin yaninda half&half (kizarmis patates ve sogan) ve pure istedik, bir kisinin yiyemeyecegi kadar buyuk geliyor o yuzden ortaya 2 tane soyledik o bile artti. Rivayete gore cheese cake i de cok basariliymis ancak bu yemeklerin uzerine ancak bir kahve icebildik.


Ben steak yedim ve bayildim. Bizim masada diger arkadaslarimin yedikleri pirzola ve karides de begenildi. Yan masada istakoz yiyorlardi. goz ucuyla baktim o da cok guzel gorunuyordu. Gozum kalmadi desem yalan olur ama cok buyuk gorundu tek basima bitiremem diye niyetlenmedim.

Acikcasi menudeki fiyatlari tek tek hatirlamiyorum ama ucuz bir restaurant olmadigini soyleyebilirim. Ozel gunlerde yada tatilinizin son gununde bir  ziyafet icin basarili bir secim olur.

Rezervasyon sart.























Pattiserie'ler....





Londra'da bircok yerde ozellikle guzel ve turistik koselerinde karsiniza cikabilecek, hem tatli hem de tuzlu urunleriyle misafirlerini memnun birakan birkac onemli pattiseriden bahsetmek istiyorum. Simdilik aklima gelenleri siralarim. Yenileri oldukca ekleyecegim :) Bence Ingilizlerin meshur 5 caylari icin ideal mekanlar.

Gail's  ve  Cafe Concerto 
Bu iki pattiserie ozellikle tatlilariyla unlu. Cafe concerto'da katkat tepsilerle cayin yaninda club sandwcih tarzi tuzlular da cok lezzetli. Her daim kalabalik. Gail's ise daha rahat bir mekan, self servis olarak secip oduyorsunuz sonra masaniza getiriyorlar. Gunun her saati cesitli ekmeklerle yaptiklari sandivicleri var. Unsuz cikolatali keki cok lezzetli. Kahvalti icin de tercih edilebilir.

Aubein  ve Pattiserie Valerie
Bu iki fransiz cafesinde ne yediysem begendim. Yukarida anlattigim mekanlardan farkli olarak buralarda hem alkol bulunur hem de menuleri kahvalti dan aksam yemegine kadar genis bir yelpazededir. Aslinda Aubein daha cok restaurant gibi ama girer girmez sizi karsilayan tatli standi daha cok bir pattiserie goruntusu veriyor. Tatli menusu istediginiz zaman size genisce bir tepsi uzerinde tum tatlilari getiriyorlar oradan seciyorsunuz. Tabiki bu iki restaurant cok lezzetli olmalarinin yaninda fiyat olarak da karsiligini aliyorlar.


Ve tabiki Laduree

Istanbul'da Istinyepark'ta da magaza acan Laduree Londra'da Harrods basta olmak uzere bircok havali mekanda sube acmis. Macaronlariyla efsane olan Laduree'de tum tatlilar guzel. Macaronlar gercekten efsane, mulfoy pastasi cok basarili ve adini unuttugum kestaneli tatlisi denemeye deger. Ancak sadece tatlilarina degil yemeklerine de talep cok. Ben sadece mini hamburger tabagini denedim, guzeldi ama sandivicini deneyen arkadasim cok memnun kalmadi. Siz de eger macaron cesitleri arasinda kararsiz kalirsaniz visneliyi ve vanilyali oncelikli tavsiye ederim. Marshmallowlu olanlar da degisik ve basarili.


Simit Maceramız...
Londra'ya geldiginden beri en cok neyi ozledin derseniz cevabim 'simit' olur. Turkiye'de adim basi bulabildigimiz bu basit yiyecegi malesef burada bulmak daha dogrusu alışık oldugumuz sekilde bulmak biraz zor. Genelde Turk marketlerinde poset icerisinde satilan simitler var. Daha cok pastane simidi gibiler. Esmerlesmemis ve kitir kitir degiller. Bir de posette satildiklari icin o 'sicak sicak firindan cikmis'   izlenimini veremedikleri icin hic sevemedim.  Koskoca Londra'da bulabildigimiz tek simitci Turk mahallesi diye bilinen Stoke Newington'daki 'Simithane' (6 Stoke Newington High Street Map.fdebe5b Stoke Newington, UK N16 7) . Simithane'ye gittigimizde 10 tane simit alip buzluga atiyoruz. Haftasonlari kahvalti ederken tost makinasinda 5-10 dakika isitmak yeterli oluyor. Ama bu haftasonu esim internetten buldugu simit tarifini bana gosterdi. Pazar sabahi kalkar kalkmaz ise koyulduk ve neredeyse 2 saat suren ugraslarimiz sonunda citir citir simitlerimizle guzel bir kahvalti ettik. Eger siz de boyle birsey yapmaya niyetlenirseniz bu tarifle mukemmel simitler yapabilirsiniz
http://arifetarifgerek.blogspot.co.uk/2010/05/sokak-simiti.html
Tarifte belirtilen 'heavy cream' olarak Tesco'larda rahatlikla bulabileceginiz tesco marka 'Creme Fresh'  kullandik. Gerisi tarifte anlatilmis.  Ilk sefer olmasina ragmen cok lezzetli oldu. Hem de hazirlama kisminda cok eglendik/ Şiddetle tavsiye ederim. Fazla fazla yaptigimiz simitlerin bir kismini ilikken posetleyip buzluga attik .


Big Easy- (Amerikan, özellikle Steak ve Lobster)
http://www.bigeasy.co.uk/v1/index.aspx



 Persembe aksami 'yarin et yiyelim' dedik. Internette best steaks diye arattik, herkesin bildigi birkac 'kalantor' restaurant cikti. Evet etleri cok guzel ama ben daha eglenceli bir mekan ariyordum. Zaten meshur et restaurantlarinda bir ertesi gune, istediginiz saate masa bulmaniz da neredeyse imkansiz.  Birkac web sitesinde siralanmis restaurantlari okuyordukki Big Easy dikkatimizi cekti. Benim bayila bayila yedigim Lobster'dan et, hamburger ve diger deniz bocuklerine kadar hersey vardi menude. Ayrica canli muzik de vardi. Daha ne istenir. Hemen online rezervasyon yaptik. Bu arada ilk defa online rezervasyon yaptim, gercekten sorunsuz bir sekilde yerimizi ayirttik. Onlar da gun icerisinde arayarak teyit ettiler.


 Tam 20:30 da kapidaydik. Bizi hic bekletmeden aldilar ama tabi bu sirada kapida bir kuyruk vardi. King's Road'daki bu şirin restaurant giris ve alt kattan olusuyor. Bizim masamiz alt kattaydi, canli muzik de alt katta.
Menu'de haftaici hergune bir atraksiyon koymuslar. Persembeleri oyster festival, salilari yiyebildigin kadar shrimp gibi. Ayrica combine olarak Et ve Istakoz tabaklari var. Bu tarz menuleri tercih ederseniz icecek olarak bira yada margarita da dahil.

Ben cilekli margarita ictim.  Esim de klasik olani denedi ikisi de guzeldi. Londra'da ikinci defa istakoz yiyorum. Bence cok lezzetliydi. Etleri de cok basarili. Eger isterseniz ustune resimdeki gibi soganli bir sos koyuyorlar. Et ve Istakoz disinda bircok farkli yemek var menude. Kesinlikle ac kalmayacaginiz garanti. Porsiyonlar Londra standartlarindan buyuk.
Tatli olarak firinlanmis cheescake ini denedik. Bence gayet guzeldi.
Big Easy'de en cok dikkatimi ceken yas ortalamasinin 25-40 araliginda olmasi, herkesin cok farkli ana yemekleri yemesi ve her ne kadar Amerikan tarzi bir restaurant olsa da goruntusuyle tezat olacak sekilde agir bir sekilde servis yapilmasiydi. Acikcasi ben bunu arti olarak buldum cunku bir yandan canli muzik de oldugu icin uzun sure oturmaktan keyif alinacak bir yer. Yemekleri hemen getirip masayi o gece icin ikinci defa kullandirtma gibi bir cabalari yoktu (kapidaki kuyruga ragmen!).

Yemek suresince gitar calan iki beyfendi pop-rock tarzi parcalarla bize eslik etti. Ama bir yandan da tv de Isvec-Ingiltere maci oldugu icin ilgi cekmekte biraz zorlandilar :)

Rezervasyon şart.


Whole Foods Market
http://www.wholefoodsmarket.com/

 Cesit cesit peynirleri, ekmekleri, sicak bufesiyle gercekten hem midenizi hem de gozunuzu dolduran bir market. Yiyecekle ilgili aradiginiz herseyi bulabilirsiniz. Cakelerinden etlerine, sebzelerine kadar hersey lezzetli. Dilerseniz hazir yemeklerinden paketletebilir dilerseniz cig sebze, meyve yada diger gidalardan istediginizi evinizde pisirmek uzere alabilirsiniz. Yada orada yemek isterseniz iceride masalar mevcut.  Ancak adinin wholefoods olmasi sizi yaniltmasin. Kozmetikten ev esyasina kadar bircok seyi bulmaniz mumkun. Ozellikle organik urunler konusunda da gayet genis bir urun yelpazesine sahip. Ayrica bebek mamalari ve giysilerine kadar bircok seyi bulabilirsiniz.




Icinde bir de ayri kapali bir bolmeden olusan peynir reyonu var. Alisveris yapmasaniz bile  mutlaka gezmenizi tavsiye ederim.



Tek problem local marketlerde bulabileceginiz markali urunlerde fiyatlar daha pahali olabiliyor.






Hache- The best burger in London
http://www.hacheburgers.com/ 

En azindan ben daha iyisini kesfedene kadar en iyisi Hache. Byron ve GBK yi defalarca denemis arkadaslarla beraber gittik ve herkesin ortak gorusu Hache'nin hepsinden iyi olduguydu. Menude cok cesitli burgerler var. Bizim masada Milano, cheeseburger ve Mayis ayinin Burgeri denendi. Milano ile ilgili foursquare de guzel yorumlar vardi o yuzden ben onu sectim. Iyi de etmisim. Eger kirmizi eti az pismis yemekten rahatsizlik duyuyorsaniz well done demeniz yeterli. Neyse tek kelimeyle muhtesemdi, sogan halkasi ve patates de istedik. Tika basa yemememize ragmen yine foursquare de cok methedilen tatlisindan da denedik: Haché Banoffee Pie.

 

Hepsini yedikten sonra kalp krizi gecirmemis olmamiz buyuk sans. Ozellikle 1 dilim tatliyi 3 kisi zor bitirdik dersem abartmis olmam. En alti peanut, ustu krema, muz ve ceviz. Resimde oyle kucuk gorundugune bakmayin kocaman bir dilim bombaydi. Daha ne denebilir ki!

Kisaca gerek ortami gerek menusuyle dort dortluk bir mekan. Kucuk masalar, los isiklar falan filan.  Bizim gittigimiz Camden daki dahil 3 subesi var. Camden' a illaki yolunuz duser, mutlaka ugrayin derim. Zaten Camden'da duzgun bir restaurant bulmak zor.

Rezervasyon yaptirmadik ama bizden sonra butun masalar doldu. Aksam saatlerinde yogunluk olabilir.



Leon de Bruxelles
http://www.leon-de-brussels.co.uk/


Midye sevenlerin denemesi gereken super bir mekan.  Bizi ziyarete gelen bir arkadasimiz Fransa'dakini deneyip cok begendigini soyleyince hep beraber Londra'dakini denemeye karar verdik. Gercekten cok lezzetli. Biz menude de resmi olan 4 farkli cesidi denedik.  Mekan daha yeni acildigi icin henuz tam kesfedilmemis. Yakin zamanda dolup tasacagina eminim.











Hummingbird Bakery (Cupcake/Pasta)
http://hummingbirdbakery.com/


 Londra'ya geldigimizden beri aklimda olan cupcake mevzusunu bugun once internette arastirarak yola koyuldum. Tabi sevgili esimi de pesimsira surukledim. Bircok farkli yorumda ovguyle sozu edilen Hummingbird Bakery'nin yolunu tuttuk.
 Oncelikle cupcake'e olan ilgimden bahsetmek isterim. Turkiye'de yasarken asla canimin cektigi, illa yemeliyim dedigim bir tatli cesidi degildi cupcake. Zaten pastaya da cok duskunlugum yoktur ve kafamda ikisi ayniydi. Hatta 2 sene once ilk defa Newyork'a gittigimizde bircok kisiden mutlaka Magnolia'da bir cupcake yiyin ogudu almis olmamiza ragmen bu sicakta pasta mi yenir diyerek bu ogutleri kulak arkasi etmistim. Ikinci gidisimizde havalar biraz daha serindi, haydi bir deneyelim diyerek tavsiye edilen 'Red Velvet' i denedik
 Ah denemez olaydik. Yok boyle bir lezzet. 15 gunde3 farkli yerde cupcake yedik ve farkettimki bu is oyle basit bir pasta olayi degil.Meraklisi cok birkere. E madem oyle bir de Londra'dakileri deneyelim dedik. Hummingbird'e girer girmez dogru yere geldigimizi anladim. Icerisi tiklim tiklim dolu ve ustelik bir de

 kuyruk var. 15 dakika kadar bekledikten sonra camin onundeki kucuk puflara oturduk. Yine secimimi Red Velvet'ten yana kullandim. Cok da dogru yapmisim. Esimin havuclu kek ve cevizlisinden de tattim. Red Velveti tek gecerim. Newyorktakine cok yakin bir lezzet ve kalitede. Tek farki tereyagi tadinin daha belirgin olmasi. Sebebini de Ingilizlerin tereyagina merakina bagladim. Zaten hayatimda yedigim en guzel tereyagi da Ingiltere'dedir. Neyse biz kekleri yiyeduralim bu arada icerisi daha da tikabasa doldu, o da yetmezmis gibi kadinin birisi gelip yaklasik 70 tane cupcake aldi! Tamam dedik o zaman dogru yerdeyiz.
Londra'da birden fazla yerde var. Cogunlukla da turistik mekanlara dukkan acmislar. Cupcake haricinde bir karis yuksekligindeki pastalari var. Onlar da guzel gorunuyorlardi ama gelenlerin cogunlugu cupcake aldi.

Eger tatliya merakliysaniz bir deneyin derim.

Ha bu arada Magnolia demisken ona ait de birkac foto koyayim dedim :)







My Old Dutch (Hollanda Krepcisi)
http://www.myolddutch.com/

Kulaklari cinlasin buradaki sevgili arkadasim Jans, geldigimizden beri haftasonlari her disari cikip simdi ne yesek dedigimizde 'My Old Dutch diye bir yer var cok guzel krepleri' dedi durdu. Her seferinde benim de kafamda bildigimiz krep canlandi, pek de cazip gelmedi. En sonunda birgun sabah kahvaltisi icin deneyelim diyerek bize en yakin subesine gitmek icin yola koyulduk. Keske daha once gitseymisiz.
Iceri girince duvardaki sus tabaklari ve tavalar  da ne kadar buyukmus derken siparislerimiz bir geldi ki her biri birer buyuk pizza boyutunda! Fotograftan cok net anlasilmiyor ama gercekten buyukler.
Bir tanesini 4 peynirli digeri de muzlu cikolatali ve dondurmali soyledik. Ikisi de superdi adam basi bir taneden fazla yenmesi imkansiz buyuklukte ve gercekten cok lezzetli.Yani eger o yedigimiz krepse bugune kadar yedikerimiz neymis diyorum...


Wahaca  (Meksika)
http://www.wahaca.co.uk/


Dogrusunu soylemek gerekirse yedigim en guzel meksika yemegi buradadir diyebilirim. Wahaca'da yiyene kadar tum Meksika yemekleri ayniymis gibi geliyordu bana. Sadece isimleri degisen bol baharatli birseyler. Ister burito, ister quasedilla ister baska birsey olsun sanki tat olarak hepsi birbirinin aynisiydi
Bu nedenle Wahaca'ya ancak ikinci gidisimde birden fazla yemegin tadina bakarak karsilastirma yaptim ve gercekten hepsinde farkli bir lezzet var. Gurme degilim ama cok en azindan karsilastirma yapacak kadar cok meksika yemegi denedim.
Eger Londra'ya gider ve Westfield (shepherd's bush) a ugrarsaniz, alisveris merkezinin disindaki bu restauranti denemenizi oneririm. Ben birtek oradakine gittim ama sadece orada subesi yok. Soho, Covent Garden ve Canary Whartf'ta da var. Eminim digerleri de 10 numaradir.





 Menudeki ingiliz steak buritoyu (solda)  siddetle tavsiye ediyorum. Ilk defa icinde pilav olan buritoyu burada denedim, cok basarili. Ayrica sagdaki tatli patatesleri masada hep ilk biten sey oluyor.

Tatlilarindan puan kirdim.Ilk defa bir meksika restaurantinda tatli yedim. O yuzden cok kiyaslama imkanim yok malesef. Pek de yavan buldum. Ayiptir soylemesi bizdeki kerane tatlisinin yanina cikolata sosu koyup getirdiler. Menudeki diger tatlilari da deneyecegim. Hepsi bu kadar kotu olamaz!

Zagat etiketi gordugunuz cok restaurant vardir. Dikkatinizi cekmediyse de en azindan yeri gelmisken bahsedeyim dedim. Bir nevi derecelendirme gibi dusunebilirsiniz.Michelin yildizi kadar havali degil tabiki. Bildigim kadariyla ilk Amerika'da baslamisti sonradan bircok ulkeye yayildi. Sanirim Avrupa'da olmadigi ulke yoktur. Bize o restaurantin kalitesini ve lezzetini gosteren bir etiket. En pahalidan en ucuzuna kadar restaurantlarin kapilarinda bu etiketi gormek mumkun. Bilmediginiz bir yerde restaurant secerken buna dikkat edebilirsiniz. Ama tabiki herseyde oldugu gibi bunda da artik isin cilki cikmis gibi geliyor bana. Cok fazla restaurantta var. Tabiki bunda her sene yenilerini ekliyor olmalarinin etkisi de vardir.





Bavarian Beer House (Alman) 
http://www.bavarian-beerhouse.co.uk/

Ilk gidisimde beni kiskancliktan catlatan Alman bira evi. Icerideki hersey, bira bardaklari, tabaklari, porsiyonlari normalde olmasi gerekenden buyuk olculerde bulabilirsiniz, buna mekanda calisan tatli alman garsonlarin ölçüleri dahil. Ben bu kadar diyeyim siz anlayin gerisini :)
Londrada iki şubeleri var. Biz ilkinde Old Street'tekine gitmistik, ben orayi daha cok begenmistim. Digeri iki katli ve sanki biraz daha ufak.  Menuleri cok zengin degil. Daha cok et tavuk agirlikli. Biralari cok leziz. Eger domuz eti yiyorsaniz domuz snitzelleri en cok yenen yemeklerinden. Farkli bir ambiyans gormenizi tavsiye ederim.
Rezervasyona gerek yok. Ama guzel yerde masamiz olsun derseniz yaptirin.

Belgo (Belcika)  http://www.belgo-restaurants.co.uk

Belcika restauranti. Her zaman cok kalabalik. Londrada 4 yerde subesi var.Biz centraldakine gittik.Iceri girdiginizde buram buram et kokusu sizi karsiliyor. Ozellikle midyesi ve etleri cok leziz. Ayrica biralariyla meshur. Sample isterseniz hepsinden tadabileceginiz kucuk bardaklarda cesit cesit getiriyorlar. Ben su resimdekini icmistim. Ictigim en guzel biralardandi diyebilirim.

 Rezervasyon mutlaka gerekli.Hatta rezervasyon yaptirsaniz bile gelince sizi barin yaninda bekletiyorlar.



Gold Mine (Çin) 



Eger Çin yemegi seviyorsaniz siddetle tavsiye edecegim mekanlardan birisidir. Oglen gezinize ufak bir ara verip bu restaurantta uygun fiyatli cin yemeklerinin tadina bakabilirsiniz. Belki Çin mahallesinde daha ucuzunu bulmak mumkundur ama bu kadar lezzetlisini bulabilir misiniz onu bilemiyorum. Zaten iceride bol miktarda Çinli olmasindan yemeklerin başarili olduguna girer girmez karar vermistim. Özellikle -tabi eger seviyorsaniz-crispy duck deneyin derim.
 Ordekleri vitrine asmasalar daha cok sevecegim. Ama ona da alistik artik.



Rezervasyon yapiyorlar, ozellikle aksam saatlerinde kalabalik oluyor.

102 Queensway, London, Greater London W2 3RR
020 7792 8331

The Good Earth (Çin) http://www.goodearthgroup.co.uk/
Çin yemegi demisken The Good Earth'den bahsetmemek olmaz. Gercekten yemekleri cok lezzetli. Tek handikapi biraz pahali olmasi. Ama tabi mekan ve yeri havali olunca fiyatlar biraz yukari cikiyor haliyle. Londra ya her geldigimizde bir aksam sanki amcamizin oglunu gormeye gider gibi giderdik The Good Earth e. Londra'da birkac subesi var ama biz sadece Knightsbridge'kine gittik

Rezervasyon şart. 

Sariyer Balikcisi  (Tabiki Turk)
'Lonra'ya turist olarak gelmisim neden Turk restaurantina gideyim?' diyorsaniz haklisiniz, gitmeyin zaten. Ama eger Turk yemeklerini ozleyecek kadar burada kaldiysaniz iste dogru adres: Sariyer balikcisi. Geldikten 6 ay sonra kesfettik, kesfeder kesfetmez de 2 haftada bir gitmeye basladik. Ozellikle hamsi ve kalamarlari cok lezzetli. Mezeleri de gayet basarili. Dekorasyon ve muzik tam Turk usulu. Tavanda asili balik agalari, fonda Turk sanat muzigi...Fiyatlar da gayet makul mantikli. Çalışanlar da on numara. Kredi karti gecmiyor.

56 Green Lanes, London N16 9NH
020 7275 7681 

Rezervasyon a gerek yok ama ufak bir mekan oldugu icin her ihtimale karsi gitmeden arayip cam kenarindaki 4 kisilik masayi ayirtiyoruz biz.

Jamie's Italian (Italyan)
Açıkcası yillarca tariflerini televizyonda bayila bayila izledigim Jamie'den cok daha lezzetli yemekler beklerdim. Sadece bir defa gittim, raviolisini denedim. Çok bayildigim soylenemez.


Hakkasan (Uzakdogu)
Londra'nin havali, şık, lüks, concon vs vs restaurantlarindan biri. Eskiden Istanbul'da Kanyon'da vardi. Yemekleri 10 numara ama tabiki barda beklerken bir drink alayim ustune havali bir  şarap iceyim, oydu buydu derken bir kucuk afrika ulkesi gayri safi milli hasilasini kredi karti ekstresinde gormeniz mumkun. Ama deger mi? e tabi deger, havali diyorum...concon diyorum...

Rezervasyon tabiki şart. Tabi arayinca hemen yapabilmek de şans...


English Breakfast
Ingilizlerin meshur kahvaltilari yumurta,bacon,sosis ve fasulyeden olusur, bol yagli ve agir gorundugu icin  henuz denemedim. Kendileri de english breakfastin hergun yenebilecek birsey olmadigini kabul ediyorlar. Alkolu fazla kacirdiklari zaman ertesi gun kendilerine gelmek icin bu kahvaltiyi tercih edenler var. Onun disinda bizim gibi zengin bir kahvalti etme  aliskanliklari pek yok ama bazilari porrige denen yulaf ezmesini yiyorlar. Londra'da starbucks , nero,pret gibi cafelerde kolaylikla bulabileceginiz porridge sicak olarak servis ediliyor. Yapilisi cok kolay, yulaf ezmesine su koyup, isitip uzerine bal ve/veya meyve koyarak servis ediyorlar. Acikcasi ben cok seviyorum. Hergun yesem bikmam. Ayrica sagliga faydali. Bir deneyin derim ama bayilacaksiniz diyemem. Deneyip de 'iyk' diyenler de oldu. Sos,bal yada meyve konmadan buyukbas hayvan yemine benziyor onu da soyleyeyim.



La Chapelle (Fransiz)
http://www.galvinrestaurants.com/
Fransiz mutfagi konusunda cok tecrubem olmasa da bu restauranta gelenlerin buyuk cogunlugunun yemeklerden ziyade ortam icin geldigini soyleyebilirim. Michelin yildizli La Chapelle gerek ortami gerek farkli tadlariyla fiyat araliginin yuksek olmasina ragmen her aksam tika basa doluyor.  Turk damak tadina aliskin ve farkli tadlari denemeyi tercih etmeyenler icin zorlayici ve kisitli bir menusu var. Ana yemeklerde tek cesit sebze, balik ve kirmizi et ve baslangic icin cok tavsiye edilen yengecli lazanya ve kuskonmaz denenebilir. Etraftan edindigim izlenim domuz yemeginin de cok begenildigi. Sarap menusu cok zengin. Tatli olarak ben asagidaki dondurmali ve cikolatali ve kremali tatliyi denedim ama sonra yan masadakilerin yedigi suflede gozum kaldi. Sefere onu deneyecegim. Porsiyonlar ufak olmasinda ragmen yemekle beraber gelen ve bittikce tazelenen tereyagi ve ekmek o kadar lezzetli ki gercekten masadan ac kalkmaniz imkansiz oluyor. Tabi o kadar para verdikten sonra karninizi ekmek ve yag ile doldurmak ne kadar mantikli orasi tartisilir. Benim cok tarzim olmasa da dedigim gibi yemekten ziyade tatlilari, ortami ve guzel saraplari icin tavsiye edebilecegim bir yer.


Rezervasyon şart.


Gaucho (Arjantin Etçisi )
http://www.gauchorestaurants.co.uk/

Canınız çok havalı bir mekanda yemek ama iyice doymak istiyor ise doğru mekan Gaucho. Özellikle önerebileceğim Sloan Square de olan. İçerisi çok güzel dekore edilmiş. Müzik şahane. Garsonlar muhteşem! Daha ne isterim diyorsanız ufak bir pürüz olarak çok da süper bir et yemeyeceğinizi söyleyebilirim. Kokteylleri başlangıçları derken hem sağlam bir hesabı hem de uzun bir geceyi düşünmeniz gerekli.
Rezervasyon şart.

Goodmans (Etçi)
http://www.goodmanrestaurants.com/
Gaucho ile kıyaslanınca daha gurme tarzlı ve lokanta gibi lokanta diyebilirim. Et gerçekten çok başarılı yan yemekler de öyle. Daha Amerikanvari bir tarzı var hem yan yemekler hem de tarz konusunda.
Rezervasyon şart.

Sushi Samba 
http://sushisamba.com/
Bence Londra'daki en şahane manzarası olan restauran bar canınız ne demek isterse. İşin güzel yanı sadece manzaraya bakmak için de jet hızıyla çıkan asansöre binip 48. kattan Londra semalarını izleyebilir canınız isterse bir kadeh birşeyler içip geri yeryüzüne inebilirsiniz. Şansınız yaver giderse kuyruk beklemeden girebilirsiniz ama genelde upuzun bir kuyruk olur önünde. Kışın gidiyorsanız kuyruğu hesaba katıp kalın bir mont giyin. Eğer sushi seviyorsanız barın ortasındaki sushibarda oturup sushilerin tadına bakabilirsiniz.



3 yorum:

  1. Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  2. Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  3. Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.

    YanıtlaSil